18 Nisan 2009 Cumartesi


HİKÂYE:

Musa’nın “KUDRET HELVASI”:

Musa’nın kavmi çok uzun yıllar, kendini tanrı kabul eden Mısır Firavununun esareti altında yaşadı. Bu Mısır haklının kölesi olarak yaşayan esir bir milletti. Sonunda Tanrının yönlendirmesi ve yardımı ile Musa Mısır Firavununa karşı çıktı, Allah’ı ve kendi peygamberliğini ilan etti. Ama bu kolay gerçekleşen bir olay değildi. Büyük mücadeleler sonucu köle halk da ayaklandı, Allah onların kurtuluşu için Firavuna birçok sıkıntı yaşattı. Firavun da bu isyankâr halkı artık köle olarak kullanamayacağını anladı. Musa Firavundan halkını alıp gitme izni aldı, Firavun sonradan onları bıraktığına pişman oldu ve arkalarından onları yakalamak için yola çıktı. Musa ve kavmi denizin yarılması ile Firavundan kurtulunca 3 ay sonra Tin Sahrası’na-Sina Çölüne- ulaştı. Tanrı burada yerleşmelerini istedi, ama burası pek verimli olmayan, hiçbir şey yetişmeyen bir yerdi.

Kurtulmasına kurtulmuşlardı, ama düşmandan kurtulmak yetmiyordu, artık geçim derdi başlamıştı. Belli süre geçince halk “Firavun’un yanında bari karnımız doyuyordu” diye sızlanmaya başlayınca Musa dua etti ve Allah duasını kabul etti. Musa kavmine, Tin sahrasında gökten bıldırcın eti ve kudret helvası yağdı. Bunlardan Kuran’da Bakara 57 ve Araf 160’da söz edilir. Ayrıca Mevlana tarafından Mesnevi’de, 3775–3780. mısraları arasında bu konu şöyle anlatılır:

Musa, kavmine çöllerde su ve helva bulmuştu. İsa da kavmi için gökten Maide dilemiş ve gökler bu dileği yerine getirmişti. Güneş Musa’ya iman edenleri yakmasın diye, Allah, çöl sahralarına iri bulutlar göndermiş, Musa’nın bulutunun mucizesi, Tih çölünde, yeşil bir vaha, yaratmış; semadan yiyecek yağar olmuştu. Musa kavmi 40 yıl, Allah’ın mucizesi ile beslenmişti.

Bu kavim zamanla tek tür yemek yemekten bıktı ve daha başka nimetler, mesele pırasa, tere, mercimek, sarımsak ve marul istedi. İmkânsızı mümkün kılan Allah, dileseydi onlara bunları da verirdi. Fakat Rablerine şükür edecekleri yerde yalnız midelerini düşünenlere Allah, yine gazabını gösterdi. Yeniden uçsuz bucaksız, susuz ve bulutsuz çöllerin azabına düştüler. Bundan sonra şikâyet eden bu insanlara bel belleme, çapa yapma ve orak biçme yorgunluğu kaldı.

Musa kavmi, Musa’ya ve tanrıya vefasızlıklarının bir başka örneğini daha vermişti. Daha sonraki zamanlarda, Musa Tevrat’ı getirmek için Tur Dağına gidince, kavmi içindeki fesatçılar, fesada meyilleri Hakk’a meyillerinden daha fazla olan insanları yeniden kaldırdılar ve Musa’nın tanıttığı Allah yerine buzağıya taptılar.

Musa dönüp de onların bu yaptıklarını görünce, yüz binlerce pişmanlık getirenler oldu ve Allah öyle emrettiği için, aralarında savaş başladı. Buzağıya tapanların binlercesi bu savaştan silinerek çıktı. Musa halkı, bir kere daha fesatlardan temizlenerek Allah’ın doğru yoluna girmiş ve Musa’nın yanında yer almış oldu.
19.04.2009-Moda-Mukadder Altaylı